with that

  1. sonra.
  2. böylece, bu suretle, bunun üzerine.
    The train reached the station, and, with that, our long trip ended.
…e tüm kalbiyle inanmak Verb
çabuk bozulan mallar Noun
Bu gömlek sana yakışmış.
Bu adamın zor tarafı dikkafalı olmasıdır.
işin avantajları Noun
şu farkla ki
şu şartla ki